Otoklavların Yaşam Döngüsü ve Bakımı
Bilindiği üzere otoklavlar pek çok endüstride kullanılan son derece tehlikeli ve komplike ekipmanlardır. Buhar kazanlarına benzer şekilde, otoklavlarda da direk ve endirek buhar ısıtma yöntemlerinin kullanıldığı prosesler bulunmaktadır. Her iki ürünün de üretim süreçlerinde belirli adımların izlenmesi gerekir. Tasarım, üretim, test, sevkiyat ve kurulum gibi aşamaların her birinde özel sertifikalara sahip kaynakçılardan tutun da tecrübeli teknisyen ve mühendislere sahip özel bir ekibe ihtiyaç duyulur.
Basınçlı kap ekipmanlarının üretim aşamaları boyunca yetkili kuruluşlar tarafından koyulmuş belirli standartlar ve düzenlemeler bulunmaktadır. Pek çok ülkenin standartlarında basınçlı kap imalatı için 2014/68/EU direktifine atıfta bulunur şekilde otoklavların CE ya da dengi markalamalara/sertifikalara sahip olması gerekmektedir.
Ne yazık ki, bazı otoklav sahiplerinin sadece yatırım bütçelerinden tasarruf etmek için uluslararası düzenlemeler olmadan üretilmiş ekipmanlara sahip olmayı tercih ettikleri görülmektedir. Yatırımcılar ya basınçlı kap üretim gereksinimleri hakkında hiçbir bilgisi ve mühendislik altyapısı olmayan yerel üreticilerle çalışmayı tercih ediyorlar ya da yatırım maliyetlerini düşük tutabilmek için ikinci el veya yenilenmiş bir otoklav almayı tercih ediyorlar.
Otoklavların çalışma sıklığı ve koşulları düşünüldüğünde yorulma değerleri oldukça yüksek ekipmanlardır. Özellikle buhar prosesinde kullanılan otoklavlar daha fazla strese maruz kalırlar ve iyi eğitilmiş bir operatör tarafından dikkatli biçimde kullanılmalıdırlar.
Elbette bu üretim standartlarının istenmeyen sonuçlara karşı ortaya çıkabilecek durumlar için ekstra emniyet kat sayıları ile hesaplanan toleransları vardır, buna rağmen yine de ekstra önlemler alınması gerekmektedir. Bir otoklavın toplam yaşam ömrü kesinlikle kullanım sıklığına ve çalışma parametrelerine bağlıdır. Kauçuk hortum üretimi gibi bazı endüstrilerde otoklavlar, tipik bir vardiyada belki 50’ye yakın çevrim yapacak sıklıkta kullanılır. Otoklavlara zarar veren yalnızca çevrim sıklığı değil, prosesin korozif bir ortamda gerçekleştiriliyor olması ve varsa vakum kullanımından kaynaklanmaktadır. Proseste vakum kullanımı var ise, otoklav daha fazla strese maruz kalır ve zorlanır. Bunu bir tel parçasının iki yöne de yüzlerce kez bükmeye benzetebiliriz. Elimizdeki materyale bu şekilde baskı uygularsak tek taraflı uygulanacak baskıdan daha fazla strese maruz kalacak ve bir noktadan sonra kopma meydana gelecektir.
Otoklavlar, üretim sürecinden önce özel yazılımlar ile simule edilmeli ve yetkin bir ekip tarafından tasarlanmalıdır. Otoklavın ömrü boyunca gerçekleştireceği çevrim süreleri ve kullanıma bağlı yıpranma hesapları detaylı şekilde gerçekleştirerek güvenli kullanıma olanak sağlayacak şekilde modellenmelidir.
Otoklavın tasarımı ve imalatından sonra devreye alma süresi de oldukça kritiktir. Bu alanda yetkin bir ekip, otoklavın zemine uygun şekilde konumlandırılmasını, tesisat ve bağlantı hatlarını düzgün şekilde çekmesi ve otoklavı kullanacak operatörleri düzgün şekilde eğitmesi oldukça kritiktir. Bu süre zarfında düzgün gerçekleştirilmeyen herhangi bir adım otoklavın kullanım süresinde erkenden korozyon görülmesine sebep olabilir.
Bir otoklavın üretim sürecinden montaj ve devreye alma aşamasına kadar tüm aşamaların doğru bir şekilde uygulandığını var sayarsak, sonrasında otoklavların kullanım süresi boyunca bakımlarının da düzenli olarak yapılması gerekmektedir. Ne yazık ki, kullanıcılar arasında yalnızca bir arıza oluştuğu durumlarda otoklavların bakımının yapılması gerekeceği konusunda yanlış bir görüş bulunmaktadır. Düzenli olarak önleyici bakımları yapılan ekipmanların arızalanma eğilimi her zaman daha azdır. Kullanım sıklığına bağlı olarak, bazı endüstrilerde otoklavların bakımı altı ayda bir yapılması gerekmektedir. Kullanım sıklığı ne olursa olsun mutlaka yılda bir kez otoklavların etraflıca bir bakımdan geçirilmesi hayati önem taşır. Firmalar genellikle bakım dönemlerini yılbaşı, ulusal bayram, belli tatil günleri vb. dönemlerde planlamayı tercih ederler. Ekipmanın büyüklüğü ve proses gerekliliğine bağlı olarak bakım süreleri genelde 2 günü geçmeyecek şekilde planlanabilir. Otoklavların düzgün çalışması için ekipmanın çalışma mantığına hakim, düzenli ve deneyimli bir servis operatörünün olması da otoklavların ömrünü belirleme açısından oldukça önemlidir.
Özet olarak, otoklavlar kullanıldıkları sektörler itibari ile birçok üretim sürecinde kritik rol oynayan ekipmanlardır. Ekipman yüzünden üretimde yaşanacak bir aksaklık ciddi üretim kayıplarına sebep verebilir. Bu yüzden firmalar böylesi komplike bir ekipmana yatırım yaptıktan sonra, tecrübeli bir ekip ile, önleyici bakım programlarını düzenli uygulayarak otoklavlarını korumaya özen göstermelidir. Ancak bu şekilde otoklavlarının yaşam döngüsüne ve güvenli çalışma koşullarına katkı sağlayabilirler.
Akarmak, yıllık periyodik satış sonrası hizmet sözleşmeleri ile müşterilerine yıllardır hizmet vermektedir. Müşteriler, sözleşmelerini her yıl düzenli olarak cüzi bir bedel karşılığında yenilemekte ve Akarmak teknisyenleri tarafından düzenli olarak yetkili satış sonrası hizmeti almaya devam etmektedir. Akarmak servis ekibi, müşteri veri tabanında sözleşme imzalamış müşteri tesislerini yılın belirli dönemlerinde bir plan çerçevesinde ziyaret etmek üzere bir rota planı oluşturur. Bu rota doğrultusunda vereceği servis hizmetlerinde sağlayacağı tasarruf, doğrudan Akarmak müşterilerine yansıtılması esastır. Bu sayede ekonomik hale getirilen hizmet bedeli oldukça cüzi rakamlara gelmektedir ve firmalar rahatlıkla her yıl aldıkları hizmeti yenileyebilmektedir. Kendi içerisinde profesyonel bakım ekibi kurmayan işletmeler yetkili olmayan servis çalışanları üzerinden çözüm üretmek yerine, yetkili servis üzerinden hizmetlerini alarak diğer süreçlerine rahatlıkla odaklanabilmektedir.